Distopik Bir Toplumun Aynası Satranç

Okumuş olduğum Siyasi Düşünceler Tarihi ve Felsefe açısından değerlendirme yaptığım zaman satranç oyununun toplumdaki düzeni kişileri ve hiyerarşiyi yansıttığını fark ettim.

İzlediğim altıncı video için kaleme aldığım yansıtıcı günlüğümde belirttiğim gibi “Piyon taşının toplumdaki insanlar gibi olduğunu düşünüyorum. Oyun içerisindeki sayısal çoğunluk piyonlara ait. Güçlerini birbirlerine verdikleri destekten almaktalar. Ancak geri dönüşü olmayan bir ilerleme hareketinin içerisindeler. Piyon taşı verilmiş bir kararın içerisine girdiği anda geri hareket yapamıyor. Önündeki taşı değil kısmeti olan yani çaprazına düşen taşı yemek zorunda”. Piyonlar çoğunluk ama zavallı bir halkı proletaryayı temsil ediyor.

Filler ve Atlar izlediğim üçüncü ve beşinci video için kaleme aldığım yansıtıcı günlüğümde belirttiğim birbirlerini kollayan “ikiz kız kardeşler”. Orta sınıf burjuvayı temsil ediyor.

Kaleler: Her şeye sonradan müdahale eden ve oyunu kendi çapında değiştiren siyasi kişilikleri temsil ediyor.

Vezir: Başındaki taç işaretiyle her yere eli uzanan kralı temsil ediyor.  Bu çıkarımda bulunmamda kaleme aldığım yansıtıcı günlüğümdeki dördüncü videoda “vezir taşının başında kral tacı, Şah taşının başında ise dini temsil eden bir taç bulunmakta” ifadesinden esinlenmekteyim.

Şah: Eli kolu bağlı hareket yeteneği kısıtlı, kendisini en kıymetli taş sanan ancak oyun da hiçbir vasfı olmayan sözde yönetici temsil etmekte olduğunu düşünüyorum. “Şah taşı çevresindeki sadece tek bir kare içerisinde hareket edebilmekte”.

Bunlar oyunun içerisindeki benim düşündüğüm karakterlerdir. Ama burada gözükmeyen bir karakter daha var. Bu karakteri hareket ettiren bir ‘ÜST AKIL’ işte o karakterde benim.

Distopik bir toplum için gerekli olan her şey bu oyunun içerisinde mevcuttur.